Down Sendromlu Çocukların Gelişimsel Özellikleri(Makale-1)

Down Sendromlu çocuklar, normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldıklarında tüm gelişimsel alanlarda gerilik gösterdikleri görülmektedir. Erken çocukluk döneminde, Down sendromlu çocukların gelişimleri, normal gelişim gösteren çocuklarınkine benzer şekilde, aynı sırayla fakat daha yavaş olarak gerçekleşmektedir. Down sendromlu çocuklar bilişsel, dil, kişisel-toplumsal gelişimi alanlarında gerilik göstermektedir. Bu gerilik yaşamın erken döneminde çok belirgin olmamaktadır. Ancak çocuğun büyümesiyle belirgin hale gelmekte ve zamanla yaşıtları ile arsındaki fark daha da açılmaktadır.

1. Bilişsel Gelişim:

Down sendromlu çocukların nörolojik sistemlerindeki yetersizliğin zihinsel süreci etkilemesi sonucu, çocuğun hareketleri, çevresini algılaması, çevresinde bulunan insanlarla iletişimi, öğrenmesi, ses çıkarması, koordinasyonu, konuşması gibi pek çok gelişimsel süreç olumsuz olarak etkilenebilmektedir. Down sendromlu bireylerin normal gelişim gösteren bebeklere göre daha pasif, gevşek, çevrelerine ilgisiz, sesiz ya da fazla huysuz olmaları söz konusu olabilmekteyse de, büyük çoğunluğu yaşamlarının ilk aylarında diğer bebeklerden farklı değillerdir.

Down sendromlu bebeklerin bilişsel gelişimi, normal gelişim gösteren çocuklarla aynı sırayı izlemesine karşın, gelişimsel hızları yaşıtlarına göre daha yavaş ve gecikmeli olmaktadır. Bu gerilik kimi çocukta daha az iken kimi çocukta çok ağır bir tabloyla karşılaşılabilmektedir. Yeni doğduğunda beslenme bozukluğu, tiroid ya da büyüme hormonu azlığı, ağır kalp sorunları ve benzeri problemler söz konusu olan Down sendromlu bebeğin fiziksel gelişimi (boyunun uzaması, kilo artışı vb.) de beklenenden daha yavaş olmaktadır. Bu yavaş büyüme, Down sendromlu çocuğun gelişimsel sürecindeki kazanımlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Çocukta görme ve işitmeyle ilgili bir problemin olması ve geç fark edilmesi, tedavisinin yapılmasındaki gecikme gibi nedenler de öğrenme sürecinde yetersizliklere neden olmaktadır.

2. Dil Gelişimi:

Down sendromlu bebeklerin konuşma ve dil gelişimi yaşamın ilk yıllarından beri genellikle gecikme göstermektedir. Bu gecikme iştme kaybı, ağız ve dil kaslarındaki hipotoni (kas gevşekliği) ve çocuğun bilişsel gelişimindeki geriliğin etkisi sonucunda olabilmektedir. Araştırmalar, Down sendromlu bebeğin en çok dil alanında geri olduğunu, bu alandaki geriliğini çevresinin dille ilgili özellikleriyle de bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır. Normal gelişim gösteren çocuklar, ikinci yılın sonuna doğru sözcüklerin birbiri ile olan ilişkilerini anlamaya başlarken, bu süreç Down sendromlu çocuklarda çok daha geç olmaktadır. Normal gelişim gösteren bebeklerde3. veya 4. aylarda çıkardıkları sesler artmakta daha sonra ilgisini konuşmaktan çok çevresine ve konuşulanlara çevirdiği için çıkardığı seslerde azalma görülmektedir. Down sendromlu bebeklerse daha geç olarak ses çıkarmaya başlamakta, çevrede konuşulanları dinlemediği ve dikkat etmediği için çıkardığı seslerde diğerlerindeki gibi azalma olmamakta, bu azalma daha sonra görülmektedir. Kas gevşekliği çocuğun beslenmesinin yanı sıra konuşma becerilerini de etkileyebilmektedir. Konuşmada ve yemek yemede aynı kaslar (yüz, ağız, omuz ve gövde kasları) kullanıldığı için, kaslardaki gevşeklik kelimelerin şekillendirilmesini ve yiyeceğin ağız içinde çevrilmesini zorlaştırmaktadır. Gövde kaslarındaki gevşeklik de konuşma sırasında nefesle ilgili gerekli desteği oluşturmada zorluklara neden olabilmektedir.

3. Kişisel ve Toplumsal Gelişim:

Çocuğun çevresindekilerle ilk letişimii ağlama yoluyla olmaktadır. Çalışmalar ilk yılda Down sendromlu bebeğin ağlamasının hem nicelik hem de nitelik açısından diğer çocuklardan farklı olduğunu, normal gelişim gösteren çocuklardan daha uzun ağladıklarını, daha fazla mızmızlandıklarını ve daha az ses çıkardıklarını göstermektedir. Down sendromlu çocuklar altıncı aya kadar genellikle daha az ağladıkları için uslu bebekler olarak adlandırılabilmekte, bu da bebeğin yetişkinlerle daha az iletişime girmesine neden olmaktadır. Performansları oranında gecikmeli de olsa, normal gelişim gösteren çocukların yaptığı gibi Down sendromlu bebeklerde konuşulduğunda gülümseyerek ya da ses çıkararak yanıt vermekte, kucağa alınmak istediğini göstermekte, eğlenceli oyunlardan hoşlanmakta, diğer çocuklar gibi çevresinin dikkatini çekmek için bağırmaktadır. Yapılan çalışmalarda Down sendromlu çocuklarda görülen kalp hastalığı, kas gevşekliği gibi problemlerin , bu çocukları öz bakım becerilerini kazanmalarını olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. Olanak tanındığında ve uygun eğitim verildiğinde bağımsız yaşam becerilerini kazanabildikleri ve yaşamlarını daha az bağımlı olarak sürdürmeyi başarabildikleri gözlenmiştir. Zihinsel engelli grup içinde Down sendromlu çocukların diğerlerine göre daha sosyal, mutlu, sevecen ve daha güler yüzlü oldukları bilinmektedir.

Genellikle Down sendromlu çocuklar neşeli, sempatik, sevecen, sosyal, canlı, mutlu ve çevresiyle iyi ilişkiler kurabilen çocuklar olarak tanımlanmakla birlikte, bu çocuklarda duygusal ve davranışsal problemlere de rastlanabilmektedir. Bu problemlerin normal gelişim gösterenlere göre daha fazla olduğu,buna karşın diğer nedenlerle zihinsel engelli tanısı almış gruplara göre daha az olduğu görülmektedir. Down sendromlularda dikkat toplam, problem çözme ile ilgili yetersizliklerin yanı sıra hiperaktivite, stereotip (davranışın tekrarlanması) gibi bazı promler davranışlara da rastlanmaktadır. Bu davranışlar erken çocukluk döneminde çıkmadan önce ya da yerleşmeden önce anne ve babaların uygun yaklaşımları ile engellenebilmekte ya da en aza indirilebilmektedir.

     Kaynakça

  • Uzm. Dr. Gönül Kobal, Ankara Üniversitesi. Down Sendromlu Çocukların Gelişimsel Özellikleri (Çoluk Çocuk Dergisi, sayı: 35)
  • Prof. Dr. Bülent Üstündağ, 47. Kromozom. Yeni Asya Yayınları, İstanbul (1994)
  • Ira Lott & Ernest E. McCoy. Down Sydrome, Advances in Medical Care. Willeyless Publication, New York (2000)
  • * Bu makale, hiçbir düzenleme yapılmadan, yazıldığı şekilde alıntılanmıştır. Özel Melekler Evi Rehabilitasyon Merkezi, yazı içeriğinde bulunabilecek rahatsızlık verici kelime ve ifadelerden sorumlu değildir.


Bir yanıt yazın